İŞ’TE MINDFUL OLMANIN 10 YOLU

Akgunbusiness
11 min readNov 1, 2022

Mindfulness-Farkındalığın faydalarını deneyimlemek için her gün meditasyon yapmanıza gerek yok. Sizlere Mindfulness-Farkındalığı günlük yaşamınıza daha fazla dâhil edebilmeniz, iş yerinizde gün boyunca farkındalıkla hareket edebilmeniz, stresinizi azaltabilmeniz için 10 popüler öneri sunacağız:

Mindfulness-Farkındalığın yararlarını daha önce ele almıştık. Şimdiyse yoğun bir iş gününde nasıl daha mindful olabiliriz? Kendi işinizi yaparken, cevaplamanız gereken e-mailler, telefonlar, katılmanız gereken toplantılar varken nasıl mindful olabilirsiniz? Tüm bu yoğunluğun ortasında, kendinizi daha canlı ve anda hissedebilmek ve de yaratıcı olabilmek için mindfulness’ın ilkelerini nasıl uygulayabiliriz?

1. Bilinçli olarak an’da olun

Mindfulness-Farkındalık; zihnimizin, farkında olmaksızın hareket etmesi yerine tamamıyla farkında ve uyanık olmasıdır. İş yerinde bilinçli olarak an’da olduğunuzda, an be an yaşadığınız deneyimin iki farklı yönünü fark edersiniz:
1. Çevrenizde neler olup bitiyor?
2. Sizin iç dünyanızda neler olup bitiyor?
İş yerinde mindful olmak, yaptığınız işin tam o anda tamamıyla farkında olmak ve aynı zamanda zihinsel, duygusal durumunuzu da yönetmek anlamına gelir. Bir rapor yazarken, Mindfulness-Farkındalık sizden tüm dikkatinizi yazdığınız rapora vermenizi bekler. Dikkatiniz, aynı gökyüzündeki bulutlar gibi bir yerden biri yere sürüklenebilir; örneğin bir arkadaşınızın yeni pozisyonu ya da patronla tartışması gibi. Böyle zamanlarda sadece düşüncelerinizin farkına varın ve dikkatinizi nazikçe yeniden yaptığınız işe getirin.
Size, işyerinde, farkındalıktan uzak, otomatik pilottan çıkarak, daha mindful ve bilinçli olarak anda kalmanızı sağlayacak ipuçlarını veriyoruz:
• İşe başlarken ‘an’da kalabilmek için elinizden gelenin en iyisini yapacağınıza dair kararlı olun. Bir işe başlamadan önce birkaç dakika durun ve bu niyetinizin zihninize yerleşmesi için kendinize zaman tanıyın.

2. İş yerinde kısa mindful pratikleri yapın

Mindfulness-Farkındalık egzersizleri beyninizi daha mindful olabilmesi için eğitir. Ne kadar çok farkındalık pratiği yaparsanız, beyniniz o kadar kolay anda kalma yolunda adımlar atar ve bu da beyin fonksiyonlarınızın daha iyi çalışmasına neden olur.
Yoğun bir iş yerinde, 30 dakikalık Mindfulness-Farkındalık pratiği yapmak pek mümkün olmayabilir. Peki, bu, iş yerinde tamamen mindful olmayacağınız anlamına mı geliyor? Kesinlikle, hayır. Mindful pratikleriniz dilediğiniz kadar kısa olabilir. Sadece bir dakikalık bir farkındalık egzersizi yapmanız, duyumlarınızdan sadece bir tanesi ile bağ kurmanız bile mindful egzersizidir. Bu çalışma sırsında gözlerinizi kapatmanıza ya da oturmanıza gerek yok. Gün içerisinde mindfulness egzersizlerinizi yapacağınız yerler konusunda yaratıcılığınızı kullanın. Kendinizi iş yerindeyken baskı altında hissettiğiniz anlarda, yapacağınız kısa pratikler kurtarıcınız olabilir. Pratikler sinir sisteminizi yeniden dengelemenize, kaç-kurtul taktiği uyguladığınız sorunlara daha sakin bir şekilde yaklaşmanıza yardımcı olmakla kalmaz, zihninizin daha rasyonel olan kısmını harekete geçirerek, olaylara dürtüsel, otomatikleşmiş tepkiler vermek yerine daha mantıklı kararlar vermenizi sağlar.

3. Tek bir işe odaklanın

Aynı anda birkaç işle birden uğraşmak yerine, sadece tek bir işe odaklanın. Son zamanlarda sıklıkla karşımıza çıkan multi-tasking kelimesi aynı anda birden fazla iş yapmaya çalışmak ya da sürekli olarak yapacağımız işler arasında gidip gelmek anlamına geliyor. Aslında kimse aynı anda birden fazla işe odaklanamaz. Böyle zamanlarda gerçekte olan, zihniniz adeta çıldırmışçasına sürekli olarak bir işten diğerine odaklanır ve bu süreçte sıklıkla da kaydettiği bilgileri kaybeder.
Günümüzde birçok insan multi-tasking’in etkili bir yöntem olmadığının farkına varmış durumda. Peki, madem multi-tasking verimli olmayan bir yöntem, neden insanlar hâlâ bu şekilde çalışmaya devam ediyorlar?
Ohio Devlet Üniversitesi araştırma görevlilerinden Zheng Wang yaptığı araştırmada, aynı anda birden fazla işle ilgilenen öğrencileri incelemiş. Araştırmaya katılan öğrencilerin bu süreçte gerçekten üretken olmamalarına rağmen, kendilerini daha üretken hissettikleri ortaya çıkmış. Yapılan diğer araştırmalar da ne kadar çok aynı anda birden fazla işe odaklanırsak, o kadar fazla buna bağımlı hale geldiğimiz ortaya koyuyor. İşte size aynı andan birden fazla işle ilgilenme (multi-tasking) alışkanlığınızdan vaz geçmenize ve daha mindful olmanıza yardımcı olacak birkaç öneri:
• Günlük tutun: Belli bir zaman dilimi içerisinde yaptıklarınızın kaydını tutun. Hem tek hem de birden fazla işe odaklandığınız zamanlarda yaptıklarınızı hesaplayın. O zaman dilimi içinde üstesinden geldiğiniz işleri ve ne kadar mindful olduğunuzu not alın.

4. Mindul hatırlatıcılardan yararlanın

“Mindful” kelimesi hatırlamak demektir. Mindfulness-Farkındalık hakkında kitaplar (dergi, makale vb.) okuyan ya da mindfulness eğitimi alan birçok kişi, mindful hayatın yararlarının farkına varıp bunu takdir etmekte. Ancak ne yazık ki bu kişiler zaman içinde mindful olmayı unutuyorlar. Bunun sebebi de beyninizin normal çalışma şekli olan, alışkanlıkları gereği kendi düşünceleri içinde kaybolmasıdır — zihninizin içinde sürekli olarak koşuşan bir iç ses vardır.
Günlük aktivitelerinizi yerine getirdiğinizde, zihniniz sizi düşük enerji moduna alır ki bu aşamada kendinizi adeta rüyadaymış gibi hisseder, düşünmeden hareket edersiniz. Bazı şeyleri otomatik olarak düşünmeden yapmak iyidir ancak Harvard Üniversitesi tarafından yürütülen bir araştırma günümüzün %47’sinin düşünceler içinde geçtiğini gösteriyor. Aynı araştırma, gün içinde hayal kurmanın genel ruh halimiz üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini ortaya koymuş. Otomatik pilotta olmak tam anlamıyla anda olmadığınız ve etrafınızdaki fırsat ve seçeneklerin farkında olmadığınız anlamına gelir. Eğer farkındalıktan uzak, mekanik bir şekilde hareket ediyorsanız, yaratıcı olmanız, yeni bir konu hakkında plan yapmanız veya durum ve/veya olaylara uygun cevaplar vermeniz de pek mümkün değildir.
Gün içinde çeşitli hatırlatıcılar kullanarak mindful olabilirsiniz. Hatırlatıcınız sizi otomatik pilottan çıkartır. Aşağıdaki hatırlatıcılardan bazılarını kullanabilirsiniz:
• Alarm kurun: Cep telefonunuzun alarmını kurabilir, etrafınızdakileri rahatsız etmemek için telefonun sadece titreşim özelliğinden faydalanabilirsiniz ya da telefonun kendi seslerini de hatırlatıcı olarak kullanabilirsiniz. Böylelikle, telefonunuz her çaldığında, derin bir farkındalık nefesi alabilir; her mesaj geldiğinde doğrudan mesaja cevap vermek yerine birkaç saniye durup farkındalıkla etrafınıza bakabilir ve sonra mesajınızı cevaplayabilirsiniz. Tüm bunlar sizi yeniden şimdiki ana getirir, kendinizi ve etrafınızı taze bir bakış açısıyla fark etmenizi sağlar. Beklemediğiniz bir tepki, işle ilgili bir talep ya da zorlukla karşılaştığınızda, otomatik pilottan cevap vermek yerine, kısa bir yürüyüşe çıkabilir ve daha sonra düşüncelerinizi dile getirebilirsiniz.

5. Hızlanmak için yavaşlayın

İş yerinde mindful olabilmek mantığa aykırı bir durum olarak algılanabilir. Çalıştığınız saatler içinde biraz durarak ya da yavaşlayarak tahmininizden çok daha fazla verimli, üretken, mutlu, esnek ve sağlıklı olabilirsiniz.
Sizden bir hafta boyunca uyumamanızın istendiğini düşünün. Uyumak dinlenmektir ve dinlenmek çalışmamak anlamına gelir. Belki bu durumu öğrenci olduğunuz dönemlerde sınav haftalarında ya da işte bir projeyi zamanında yetiştirmek için yaşadınız. Bu bir haftalık uykusuz geçen sürecin sonunda doğal olarak verimliliğiniz düşer hatta neredeyse hiç kalmaz. Tamamen andan kopar, halüsinasyonlar görmeye başlayabilirsiniz. Sağlıklı bir yetişkinin her akşam en az 7 saat uyuması gerekiyor.
Açıkçası dinlenmek verimliliği arttıran önemli etkenlerden biri. Eğer geceleri 7 saat uyuyabiliyor ve belli bir seviyedeki işin üstesinden gelebiliyorsanız, bir de şunu düşünün: Gün boyunca kısa birkaç mindful pratiği yaptığınızda sonuç ne olur? Beyniniz daha verimli, odaklanmış, iletişim kurmada daha başarılı ve yeni beceriler öğrenmede çok daha iyi bir seviyeye gelmiş olur.
Panik içinde aceleyle hareket etmek kötü kararlar almanıza ve enerjinizi boşa harcamanıza neden olur. Onun yerine, durun ve dinleyin, koşmak yerine yürüyün ve iş yerindeyken acele etmeyin. Etkili liderler, çalışanlar ve girişimciler, en doğru kararları ve aksiyonları alabilmek için yavaşlarlar — diğer bir deyişle hız kazanabilmek için yavaşlarlar.

6. Stres ile arkadaş olun.

Wisconsin Üniversitesi tarafından gerçekleştirilen bir araştırmada, 30 bin kişiye şu soru sorulmuş: “Önemli bir oranda stresin etkisinde kalan algılarımızın, sağlığımız üzerinde etkisi var mıdır?” ve oldukça etkileyici sonuçlar elde edilmiş.
Araştırmacılar, stresin kendileri için iyi bir şey olduğunu düşünen yüksek stres seviyesine sahip kişilerin erken ölüm oranının en düşük kişiler olduğunu saptadılar. Öte yandan, stresin kendileri için kötü olduğunu düşünen kişilerin ise ölüm riski en yüksek kişiler olduğu belirlenmiş. Stresle ilgili düşüncelerinizin çok açık ve net bir şekilde sağlığınız ve yaşam kaliteniz üzerinde önemli etkileri vardır.
Bu konuyla ilgili yapılan diğer bir araştırma da stresin kendileri için olumsuz bir şey olduğunu düşünen kişilerin damarlarının, kalp hastalığı olan kişilerdeki gibi tıkalı olduğu kanıtlanmış. Aynı araştırmada stresin olumlu olduğunu düşünen kişilerin damarlarının ise açık ve sağlıklı olduğu belirtilmiş.
Eğer bu sonuçları okuduğunuzda şaşırmıyorsanız, yukarıdaki satırları yeniden okumanızı öneriyoruz. Bu sonuçlar bize, stres ile arkadaş olmak istiyorsanız, onunla ilgili düşüncelerinizi değiştirmeniz gerektiğini net bir şekilde gösteriyor. Böylece, bedeninizin strese verdiği tepkileri de değiştirebilirsiniz.
Mindfulness- Farkındalık pratikleri bu değişikliği yapabilmeniz için size yardımcı olur. Bir dahaki sefer, iş yerinde gerginlik yaşadığınızda, kalp atışlarınızın hızlanışını ve nefesinizin nasıl sıklaştığınızı fark edin. Bu tepkileri izleyin ve dikkatinizin yönünü değiştirin — yaşadığınız strese olumsuz bir şekilde yaklaşmak yerine yaratıcılık perspektifinden bakmaya çalışın. Stresin size enerji verip harekete geçirmesinden dolayı şükran duyun. Bedeninizin yaşayacağınız bir sonraki zorluk için kendisini hazırladığının ve kalbinizin hızlı atmasının bedeninize daha fazla oksijen gönderdiğinin farkına varın. Bu süreç için, duyumlarınızı geliştirdiği ve bağışıklık sisteminizi kuvvetlendirdiği için teşekkür edin. Strese verdiğiniz tepkilere bu perspektiften bakarak, daha ileride yaşayabileceğiniz sorunları ‘olumlu zorluklar’ olarak değerlendirebilir ve bedeninizin bu duruma nasıl hazırlandığına tanık olabilirsiniz. Tutumunuzdaki bu küçük değişiklik bile yaşamınıza seneler eklemekle kalmaz aynı zamanda iş yerinizdeki üretkenliğinizin ve performansınızın ciddi anlamda gelişmesine katkıda bulunur.

7. Şükran Duygunuzu Geliştirin

İnsanlar genelde olumsuz önyargılara sahiptirler. Bu çoğunlukla iyi giden olaylar yerine olumsuz olayların üzerine gidip, onlara odaklandığımız anlamına geliyor. Her gün bu şekilde davranışlar sergilemek de eninde sonunda ciddi boyutlarda olumsuz ve dengesiz bir düşünce biçimine sahip olmamıza neden oluyor.
‘Şükran’ bu durumun panzehridir. Yapılan birçok araştırmanın sonucu da, ‘şükran duymanın’ kendinizi daha iyi hissetmenizi sağlamakla birlikte yaratıcılığınız, sağlığınız, iş ilişkileriniz ve yaptığınız işin kalitesi üzerinde olumlu sonuçları olduğunu kanıtlamaktadır. Şükran hem iş yerinde hem de özel hayatınızda daha olumlu olmanızı, daha pozitif anlar yaşamanızı sağlar.
Eğer iş yerinde kendinizi sıkışmış hissediyorsanız yapmanız gereken ilk şey şükran duymak olmalıdır. İşinizde iyi giden alanlar hangileri? Belki maaşınız olabilir. Arzu ettiğinizden daha düşük olsa bile, hiç maaşınızın olmamasında daha iyidir. Müdürünüzden hoşlanmıyor olabilirsiniz ya da bazı iş arkadaşlarınızla anlaşamıyor olabilirsiniz. İş yerindeki uygulamalardan nefret ediyor olabilirsiniz ancak tüm bunlar size işte neyi sevmediğinizle ilgili bir iç görü kazandırarak, ileride nasıl bir iş aramanız gerektiği ile bilgi sahibi olmanızı sağlar. Şükran pratiği yaptıktan sonra, o işte kalmak isteyip istemediğinizi yeniden gözden geçirebilir veya yeni bir iş aramak için harekete geçebilirsiniz.
İş yerinde farkındalık sahibi, mindful olmak esnekliğinizi de güçlendirmenize yardımcı olur. İşinizle ilgili sevmediğiniz şeylerin sizi adeta sarıp sarmalayarak, zihninizin içinde kaygı sarmalları oluşturmasına veya ruh halinizin olumsuz etkilenmesine izin vermek yerine, zihninizi şükran ve takdir dolu düşüncelerle besleyerek iyilik halinize katkıda bulunabilir ve ruh halinizi yukarı çekebilirsiniz. Eğer, başka bir iş bulmaya karar verirseniz, olumlu ruh haliniz iş görüşmenizdeki performansınıza da yansıyacak ve kendiniz için en uygun pozisyonu seçebilmeniz için size yardımcı olacaktır. İşverenler, olumlu insanları işe alırlar, kötümser ya da her şeyden şikâyet eden kişileri değil. Olumsuz önyargılarınızı yenmek ve onları etkisizleştirmek için şükran pratiklerinden faydalanın.

8. Alçak gönüllü olun

Alçak gönüllük kelimesinin İngilizcesi ‘humility’ olup kökeni Latince humilis‘ten gelir ve anlamı ayakları yere basan demektir. Alçak gönüllü kişilerin kendilerine güvenleri tamdır ve sürekli olarak başarılarını kendilerine hatırlatmak zorunda hissetmezler.
Kendini sürekli olarak öven ve dikkat çekmeyen çalışan kişilerin çokça olduğu bir toplumda alçakgönüllülük bizim kültürümüze ters düşebilir. Fakat gerçekte olan alçakgönüllülüğün dikkat çekici olduğudur. Hiç kimse etrafında sürekli olarak kendini öven kişilerin olmasından hoşlanmaz –aksine insanlar, sürekli olarak kendilerinden bahseden kişiler yerine kendilerini dinleyen kişilerle birlikte olmaktan hoşlanırlar.
Jim Collin ünlü kitabı Good to Great İyi’den Mükemmel Şirket’e adlı kitabında iyi şirketleri mükemmel şirketlere dönüştüren liderleri tanımlamış. Uzun süre -en 15 yıl- başarı gösteren şirketlerin liderlerinin standart liderlerle aynı özelliklere sahip olduklarını ancak onlardan farklı olarak önemli bir özelliklerinin daha olduğunu saptamış: Bireysel Alçak gönüllük.
Kitapta bahsedilen liderlerin hepsi çok çalışmaya hevesli kişiler; ancak ne kendileri ne de şirketleri için. Kitapta bahsi geçen liderler, işler kötüye gittiğinde, kendilerini korumak için diğerlerini suçlama eğilimde olmadığı gibi, her şey yolunda gittiğinde de hemen etrafındakileri tebrik etme yolunu seçmişler. Kitapta bu kişilerin sürekli olarak kendilerini korumak için şişkin bir egoya sahip olmadıkları da belirtilmiş.
Alçakgönüllülük genellikle zayıflık veya korkaklıkla karıştırılır fakat bunlar aynı şeyler değildir. Alçakgönüllülük kendinizi aşağıda görmeniz anlamına da gelmez. Aslında alçakgönüllülük kendinize olan güveninizin ve etrafınızdakilerle eşit olduğunuzun farkında olmanız halidir.
Peki, alçak gönüllükle Mindfulness-Farkındalık arasındaki bağ nedir? Mindfulness-Farkındalık; kendinizi olduğunuz gibi kabul etmeye, çevrenizdeki kişileri dinlemeye ve onlardan yeni şeyler öğrenmeye açık olmaktır. Mindfulness-Farkındalık aynı zamanda şükran ile eş anlamlıdır. Size yardım edenleri takdir etmektir. Ve kendisine yardım eden kişilere şükran duyan biri de doğal olarak alçakgönüllüdür.
Alçakgönüllü olabilmek için Mindfulness-Farkındalık egzersizlerinden faydalanabilirsiniz:
• Mindfulness-Farkındalık, beyninizin kendinizle ilgili yaratmış olduğu, zihninizin içinde durmaksızın dönen hikâyeleri, bir anlamda iç sesi azaltır.
• Dikkatinizi sürekli olarak kendinize ve kendi hikâyenize vermeniz sağlıklı bir durum değildir. Mindfulness-Farkındalık pratikleri duyumlarınızla yani andaki halinizle bağ kurmanıza yardımcı olur. Böylelikle dikkatiniz genişler ve etrafınızdaki kişilerin günlük hayatınıza olan katkılarını görebilirsiniz.

9. Değiştiremeyeceklerinizi kabullenin

Kabul, Mindfulness-Farkındalığın ana temasıdır. Mindful olmak; içinde olduğumuz anı olduğu gibi kabul etmektir. Ayrıca kendimizi olduğumuz gibi kabul etmek demektir. Bu vaz geçmek ya da çekip gitmek demek değildir. Mindful olmak, herhangi bir şeyi değiştirmeye çalışmadan önce, tüm gerçeği olduğu gibi görüp onu, olduğu gibi kabul etmektir.
Size işyerinden örnek verelim. Eğer bütçeyi 30 bin dolar aşmışsanız, bu bir gerçektir. Ve artık olan olmuştur. Ancak durumu kabul ettiğiniz anda adım atabilir ve sorunu çözmek için konuyla ilgilenmeye başlayabilirsiniz. Olayları kabullenmediğinizde yaşayabilecekleriniz: Gerçeklerin inkârı (bütçenin çok daha üstüne çıkmak) veya kaçınma (patronunuzla olan toplantılara gitmemek ) veya öfke nöbetleri (ekip arkadaşlarınıza gereksiz şeyler için kızmak, onlarla olan ilişkilerinizi ve motivasyonunuzu bozmak). Bunun yerine, durumu kabullenebilir, gerekli kişilerle iletişime geçebilir, hatalarınızdan ders çıkartabilir ve devam edebilirsiniz. Kabul, değişimi getirir.
Kendinizi kabul ettiğinizde, enerjinizi yok eden ‘kendini eleştirme’ huyunuzdan da vaz geçmiş olursunuz. Başarılarınızdan çok daha fazla keyif alır ve eksikliklerinize gülümseyerek bakarsınız.
Kişisel kabul ise çok daha güçlüdür. Kendinize kabul gösterdiğinizde tüm yönlerinizi kucaklamış olursunuz — zayıflıklarınız, eksik yönleriniz, sevmediğiniz ve hayran olduğunuz tüm yönleriniz de buna dahildir.
Kendini kabul sayesinde, geliştirmeyi arzuladığınız yönlerinize daha açık bir zihinle yaklaşma imkânı bulabilirsiniz. Kişisel gelişimin başlangıç noktası kendini kabulden geçer.

10. Bakış açınızı geliştirin

Stanford Üniversitesi araştırmacılarından Carol Dweck ve ekibi insanların iki tür bakış açısı olduğunu belirtiyorlar:
1. Gelişime açık
2. Sabit
Sabit bakış açısına sahip kişiler, zekâ veya beceri gibi temel kişilik özelliklerinin de kalıplaşmış, sabit olduğuna inanır. Böyle kişiler zekâlarını ya da sahip oldukları becerilerini geliştirmek yerine, hayatlarını bu özelliklerinin kendilerini başarıya götüreceği zamanı bekleyerek geçirirler. Kendilerini geliştirmek için herhangi bir çabada bulunmazlar çünkü sahip olduklarının onları başarıya ulaştıracağından emindirler. Ancak, beyin ile ilgili yapılan araştırmalar onları haksız çıkartacak nitelikte.
Gelişime açık bakış açısına sahip kişiler ise gerekli çabayı göstererek zekâlarını ve becerilerini geliştirebileceklerine inanırlar ve bunu uygularlar. Bu kişiler beyinlerini ve sahip oldukları yeteneklerini sadece bir başlangıç noktası olarak görerek her iki alanda da kendilerini geliştirmek adına büyük bir kararlılıkla ellerinden gelenin en iyisini yaparlar. Yapılan araştırmalar, kişilerin gösterdikleri çaba sayesinde zamanla zekâlarında ve yeteneklerinde gelişmeler olduğu yönünde. Bu bakış açısına sahip kişilerin yeni şeyler öğrenmeye daha açık bireyler olup esnekliklerinin diğer insanlara oranla daha fazla olduğu bilinmektedir. İşteki başarıları da sahip oldukları bakış açısına bağlı olarak artmaktadır.
Mindfulness-Farkındalık gelişime açık bakış açısını edinmeyle ilgilidir. Dikkati şimdiki ana çevirmektir, içsel yeteneklerinizi ya da zekânızı yargılamak değil aksine yeni olasılıklara açık olmak demektir. İş yerinizde gelişime açık bir bakış açısına sahip olduğunuzda, herhangi bir olumsuz geribildirim aldığınızda bu duruma üzülmek yerine, söz konusu durumu ders çıkarılacak bir deneyim olarak görürsünüz. Yeni sorumluluklar almaktan kaçınmak yerine üstesinden nasıl gelebileceğiniz konusunda çocuksu bir merak içine girersiniz. Karşılaşacağınız zorlukları merak eder ve onların üstüne gidersiniz ve bu zorlukları sizi geliştirecek fırsatlar olarak görürsünüz. Tüm bunlar iş yerinde mindful olmanın temeli oluşturur: Deneyimlerle kendinizi geliştireceğinize inanmak, zorlukların üzerine gitmek, kendiniz ve etrafınızdakilerle ilgili yeni şeyler öğrenmek.
Gelişmiş bakış açısına sahip olmanın 4 yolu ise:
Dweck ve ekibinin önerdiği ipuçlarını uygulayarak bakış açınızı geliştirebilirsiniz:
1. Kafanızdaki sabit bakış açısını dinleyin. Bu, bir zorlukla karşılaştığınızda kendi düşüncelerinizin farkına varmanızı sağlar. Düşüncelerinizin size; beceriksiz, yeterince zeki olmadığınızı söyleyip söylemediğinin farkına varın. Size geribildirim veren birine kaygıyla ya da öfkeyle tepki verip vermediğinizin farkına varın.
2. Seçme şansınız olduğunu fark edin. Yukarıda bahsettiğimiz kalıplaşmış düşünceleri kabul edebilir ya da onları sorgulayabilirsiniz. Bu aşamada mindful pratiği yapmak için birkaç dakikalığına durun.
3. Kalıplaşmış bakış açınıza ait tutumlarınızı sorgulayın. Kalıplaşmış düşünceleriniz size, “Ya başarısız olursam? Beceriksizin teki olacağım.” sözlerini söylerken kendi kendinize “Bu doğru mu? Birçok başarılı insan da hata yapıyor ve bu yolla öğreniyorlar.” diyebilirsiniz. Ya da bakış açınız size “Ya bu projenin üstesinden gelemezsem? Zaten bunun için gereken beceriler bende yok.” derse kendinizi şöyle cevaplayabilirsiniz, “Bu projeyi tamamlamak için gereken becerilerin bende olmadığından %100 emin miyim? Bunu ancak deneyerek öğrenebilirim ve eğer bende bu beceriler yoksa bu onları öğrenebilmem için bir fırsat.”
4. Gelişmiş bakış açısına yönelin. İş yerinde karşılaştığınız zorlukların üzerine gidin ve onları yeni şeyler öğrenebileceğiniz fırsatlar olarak görün. Zihniniz sabit düşüncelere kaydığında, yukarıdaki üç aşamayı uygulayın.
Zamanla, üzerinde çalışmaya devam ettikçe kendinizi kalıplaşmış düşünceleriniz yerine çok daha fazla gelişmiş düşüncelere yönelmiş bulacaksınız ve bu da size eskisinden çok daha fazla başarı getirecek.

Bu makale Mindfulness at Work for Dummies Shamash Alidina and Juliet Adams tarafından uyarlanmıştır.
https://www.mindful.org/10-ways-mindful-work/

--

--